İnsan ömrü, yaşam kalitesinin artması, daha iyi beslenme ile gün geçtikçe daha da uzamaktadır. Birleşmiş milletler verilerine göre 1993 yılında dünya nüfusunun yaklaşık %10’u 60 yaş üstü iken 2050 yıllarında bu yaşlı nüfusun %22 gibi neredeyse her 4 kişiden biri 60 yaş ve üstü olacağı tahmin edilmektedir.
Ülkemizde aynı şekilde, hızla yaşlanmaktadır. Eskiden 30-35 yaşlar orta yaş olarak tarif edilirken, artık 50’li yaşlar orta yaş olarak tarif edilmeye başlanmıştır. Hiç şüphesiz yaşlanmanın önüne geçmemiz şuan için mümkün olmasa da en azından sağlıklı bir biçimde yaşlanmak ve konforlu bir hayat sürmek, yaşamın içinde olmak ve cinsel hayatımızı sürdürmek her insanın beklentisidir.
40 yaşından sonra testosteron ve diğer androjenik hormonlar (erkeklik hormonları) yavaş yavaş düşmeye başlamaktadır. Buna bağlı olarak da yaşam gücünde azalma, cinsel istekte düşme, mutsuzluk, kemik yapısında bozulma, kemik erimesi, kas yapısında zayıflama, vücut yağ dokusunda artma ve sonrasında depresyona kadar gidebilen ruh sağlığı sorununa neden olur.
Maalesef günümüzde, sağlıksız GDO’lu ürünlerin tüketilmesi, stressel yaşantı, spor yapmamak ve kilolu bir vücut yapısına sahip olmak, testosteron azlığı daha genç yaşlarda da ortaya çıkmaktadır. Genç erkeklerde sadece bu olumsuz faktörleri ortadan kaldırmak bile ciddi anlamda testosteron düzeyini artırarak daha iyi bir cinsel yaşantımız olmasına katkı sağlayacaktır.
Yaşlanma ile birlikte sadece testosteron değil, DHEA, DHEA-S, melatonin, büyüme hormonu, IGF-1, tiroksin gibi hormonlar da azalmaktadır.
45-54 yaşları arasındaki erkeklerin %34 ‘ünde 75 yaş üstü erkeklerin ise yaklaşık %50’sinde yaşlanan erkeğin sendromu görülmektedir. Hiç kuşku yok ki, yaşlanmayla birlikte gerek testosteron düşüklüğü gerekse yaşlılık ile birlikte baş gösteren farklı hastalıklar ve çeşitli ilaçların kullanmasına bağlı olarak hem sertleşme sorunları, hem de cinsel isteksizlik sıkça görülmektedir.
Sabah saatlerinde özellikle saat 8-10 arasında yapılan total testosteron, serbest testosteron ve gerektiğinde prolaktin, FSH ve LH hormon kan tahliline bakılıp sonuçlarına göre üroloji hekimince uygun bir ilaç tedavisi gerekebilir.