Seks bağımlığı, diğer adıyla hiperseksualite denilen kavram; kontrolsüz bir biçimde, artmış cinsel dürtülerle birlikte, sürekli seks düşünme, mastürbasyon ve cinsel eylemlerimin içinden kendini alıkoyamama durumudur. Peki, cinsel yönden kendini çok aktif hisseden, günde 1 kez cinsel ilişki ve doyuma giden, kişiye; normal mi, bağımlı mı diyeceğiz. Seks bağımlısı diyebilmek için hangi bulguların ve durumun olması gerekir diye aklımıza doğal olarak, sorular gelebilir. 15 yaşından büyük, 6 aydan uzun süredir, günde 5 ile 15 arasında herhangi bir cinsel bir eylem halinde olan kişilere seks bağımlısı denilmektedir. Ancak bazı tanımlamalarda, günlük cinsel eylem sayısı değil önemli olan sürekli cinsel dürtülere kendini kaptırıp, tüm yaşantısını cinsel eylemlerinin üzerine kurma halidir. A.B.D’ de henüz bir hastalık veya patolojik tanım içinde olmamasına rağmen yetişkin erkek nüfusun % 3 – 6’sinde ve toplamda 12 milyon seks bağımlısı varlığından bahsedilmektedir. Erkeklerde, kadınlara nazaran daha çok görülmektedir. Erkeklerde satiriasis, kadınlarda ise nemfomani olarak tarif edilir.
Bağımlı birinin kafası, cinsel dürtülerle o kadar meşguldür ki; gerek sosyal gerekse iş yaşamında ciddi sorunlarla karşılaşır. Hep yeni ilişki, cinsel faaliyetler için zaman ve parasını harcar. Onun için seçtiği ve birlikte olduğu partnerin, sosyal konumu, fiziki ve duygusal durumunun bir önemi yoktur. Hatta seks eyleminin nerde, nasıl olduğu da önemli değildir. Uygunsuz, güvensiz ortam ve zamanda cinsel deneyimler yaşar, yakalanma korkusu bile onu alıkoyamaz. İlişki yaşadığı kişilerle duygusal yakınlaşma kuramazlar. Aslında gerçekte tam anlamıyla cinsel doygunluk ve orgazm da yaşamazlar. Cinsel fantezilerini artırmak için çok çeşitli görsel yayınlar satın alıp, internet sitelerinde yoğun vakit geçirirler. Bütün enerji ve kurgusunu cinsel dürtülerine ayırdığı için sosyal ilişkileri azalır, işinde verimliliği azalır. Evliyse eşinden bu fantezileri gerçekleştirmek için baskı oluşturur. Sürekli seks yapmak isteğinden dolayı çok ciddi çatışmalar yaşanır. Seks bağımlısı olduğunu çoğunlukla kabul etmez ya da bu durum için farklı savunma mekanizmaları geliştirirler. Hatta eşinde, cinsel isteksizlik problemi olduğunu bile söylerler. Çoğunlukla cinsel eylemlerinden sonra suçluluk ve utanma yaşayabiliyorlar. Her ne kadar sonrasında, bu eylemlerden vazgeçmeye çalışsa bile bağımlı olarak kısır döngüye girip, tekrarını yaşarlar. Ciddi ruhsal çöküntülere girebilirler, beraberinde alkol ve diğer madde bağımlılığı da sıklıkla görülebilmektedir. Korunmasız çok fazla kişiyle cinsel ilişkiden dolayı cinsel yolla bulaşan hastalıklara sıklıkla maruz kalır, istenmeyen gebelikler sorunuyla uğraşmak zorunda kalır. Belli bir süre sonra erken boşalma, iktidarsızlık gibi cinsel işlev bozukluğu yaşarlar, ancak bu durum bile bağımlılığına engel teşkil etmez.
Erken yaşta cinsel yaşama adım atma, cinsel istismarlar, gerekli cinsel mahremin sağlanmadığı ailede büyüme, hiperseksual aile bireyleri ve arkadaş çevresi, seks bağımlığına yatkınlığı artırabilir. Aynı zamanda testosteron veya östrojen gibi seks hormonların yüksek olması da bağımlılığı açıklayabilir. Bipolar ve narsistlik gibi kişilik bozukluğu olan durumlarda da seks bağımlılığı daha fazladır.
Seks bağımlı birinin tedavisinde ilk aşama, kendisinin bağımlı olduğunu kabul etmesiyle başlar. Kendini bağımlı olarak görmeyen birisine tedavi sunulması mümkün değildir. Tedavi süresi uzun ve meşakkatlidir. Bazı durumlarda yataklı servislerde tedavisi gerekebilir. Ülkemizde, seks bağımlılığı için henüz yataklı bir servis bölümü yoktur. Öncelikle çeşitli antidepresif ve anksiyolitik ilaç tedavileri başlanabilir. Bazı durumlarda tedaviye hormon baskılayıcı ilaçlarda dahil edilebilir. Aynı zamanda, davranışçı terapi, psikodinamik terapi, grup terapi, evlilik ve çift terapisi yapılmaktadır. En az 6 ayı bulan uzun soluklu bir tedavi planlamasına gerek vardır.
Op. Dr. Taner ÇAVUMİRZA